Burdur İsmi ile İlgili Rivayetler

Burdur kelimesinin “Bordür”den geldiği söylenir ki, bor bir nevi tarf ve topraktan müteşekkil bir saha olması itibariyle, civardaki Uluborlu ve Keçiborlu taraflarındaki halk Burdur ve civarını kastederek “orası da bordur” yani “buralar gibidir” şeklinde bir ifade kullanmışlardır. Bu söyleyiş zamanla “Burdur” şekline dönüşmüştür.
Burdur isminin halen dilimizde kullanılan ve caddelerin kenarlarındaki taşlara verilen isim bordürden geldiği de rivayet olunmaktadır. “Burdur” isminin “Burada dur” dan geldiği, bu deyimin yer aldığı rivayetlerin fazlalığından  anlaşılmaktadır. Ancak bu rivayetlerin sadece Selçuklular dönemine ait olanlarının doğruluk payı büyüktür. Zira Hamidoğulları zamanında ( Hicri 725 – Miladi 1325) Burdur’a gelen ünlü Arap seyyahı İbn-i Batuta Burdur’un ismini    ( Birdir ) olarak yazmıştır. Bu nedenle Hamidoğulları ve daha sonraki dönemlere ait rivayetlerin hiçbir geçerliliği yoktur.
Osmanlı Devleti dönemiyle diğer bir rivayette, Yavuz Sultan Selim Han dönemine aittir. Osmanlı şehzadelerinden Korkut Han’ın biraderi Yavuz Sultan Selim Han saltanat kavgaları dolayısıyla Teke Beyi Kasım’ı takip kumandanı olarak Burdur’da olduğu bilinen Korkut Han’ı yakalatmak için gönderir. Teke Beyi Kasım halkı halen “Sultan Ere (Sultan Nerede?)” ismiyle anılan derede toplar ve halka Korkut Han’ın nerede olduğunu sorar. Halkta cevap olarak “Buradadır” der. “Buradadır” sözü zamanla “Burdur” olur.